Yunus Sezener – Ayşe Arman Röportaj
Bu yazıdaki ana başlıklar: -İddialı bir kitap yazdın: “Ortalıkta Düzgün Erkek Var!”… Var mı gerçekten? -Sen demek istiyorsun ki birçok…
Daha FazlasıBu yazıdaki ana başlıklar: -İddialı bir kitap yazdın: “Ortalıkta Düzgün Erkek Var!”… Var mı gerçekten? -Sen demek istiyorsun ki birçok…
Daha FazlasıYunus Sezener’in hayat vizyonunun ilk cümlesi: ‘Vesile olmanın değerini keşfetmiş, vesile olmak yoluyla tüm insanlığa fayda sağlamayı…
Daha FazlasıBir benim hikâyem var…
Bir senin hikâyen var…
Bir de gerçek hikâye var.
Senin hikâyen, benim hikâyem… Peki ya gerçek hikâye?
Hepimiz hayatımızda bir kere de olsa dizilerdeki ya da filmlerdeki mutlu çiftleri görüp iç geçirmiş ve bunun bizim başımıza ne zaman geleceğini merak etmişizdir. Belki hayatımız boyunca dışarıdan mükemmel gibi gördüğümüz, “doğru” diye adlandırdığımız ilişkilere ulaşmak için adımlar atsak da bir türlü bize uygun kişiye denk gelememişizdir.
Bir Matchmaker olan Yunus Sezener’in danışanlarıyla yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı bu kitap sayesinde ilişkilerde nasıl olduğunuzu görüp kendinizi tanıyacak, yetiştirilme tarzınızın ilişkilerinize etkisini öğrenecek ve kendinizi bunlar çerçevesinde dönüştürme yoluna gideceksiniz.
Daha Fazlası
Büyük sayılar kanunu rastlantısal bir değişkenin uzun vadeli kararlılığını tanımlayan bir olasılık teoremidir. Bu teorem ilk olarak Jacob Bernoulli tarafından 20 yıllık bir çalışma sonucunda 1713 yılında tanımlanmıştır. Fransız matematikçi ve fizikçi S.D. Poisson 1835’te teoremin üzerine yaptığı çalışmalarla teoremi geliştirmiştir. En basit ve yalın şekliyle anlatmak gerekirse; bir bozuk parayı 10 kere üst üste havaya attığınızda 10 kez üst üste yazı ya da tura gelme ihtimali yüksektir. Bu sonuç çok şaşırtıcı olmaz. Ancak aynı bozuk parayı 1000 kez havaya attığınızda yazı ve tura gelme oranları %50’ye oldukça yaklaşmış olacaktır. Örneğin, 1000 atıştan sonra 520 ve 10000 atıştan sonra 5096 yazı görebiliriz. İşte bu teoreme “büyük sayılar kanunu” denir. Yani herhangi bir rastgele durumu ne kadar çok deneyimlerseniz farklı seçeneklerle karşılaşma ihtimaliniz olacaktır.
Büyük sayılar kanununu hayatımızın her alanında deneyimlememiz mümkündür. İş hayatında, çalıştığımız projelerde, ürettiğimiz işlerde, hatta ilişkilerimizde bile! Evet, yanlış duymadınız, ilişkilerimizde bile… Yıllar içinde birlerce kişi ile yüz yüze görüşmüş bir mentor olarak bunu net bir şekilde söyleyebilirim. Çünkü yaptığım işin temelinde yıllar içinde binlerce kez yazı-tura atmak var. Bir insanı bir konuda profesyonel yapan temel şey, o konu üzerine ne kadar zaman ve emek harcadığıdır. Bireylerin kendi ilişki olasılıkları üzerine harcayacağı zaman ya da yıllar içinde bu konuya ne kadar eğilecekleri diğer yaşam alanları dışında kalan zaman ve eforla sınırlıdır. Oysaki ben her yeni güne birilerinin ilişki olasılıkları üzerine mesai harcamak, kafa yormak ve vesile olmak için başlıyorum. Bu da beni kendi adıma olmasa da birileri adına her gün yeniden ve yeniden yazı-tura atışı yapmama olanak sağlıyor. Bu atışların her biri bana ve dolayısıyla danışanlarıma tecrübe ve öngörü olarak geri dönüyor.
Ancak insanoğlu bazen yapısı gereği bilgiye ya da verilere güvenmek yerine, istisnaların peşinden gidiyor. Bir başka değişle büyük sayılar kanununu göz ardı ederek “ya tutarsa”ların peşinden gidiyor. Yani 1000 kez yapılan yazı-tura atışından 600-650 kere yazı gelmesini bekliyor. Belki de olabilir diyerek ‘büyük sayılar kanununun’ en fazla 520 kere yazı gelir teorisini göz ardı ediyor.
Her şeyden önce belirtmem gerekir ki bu hayatta hepimiz için uygun bir eş var! Ancak bu eşe rastlamak önce kendimizi iyi tanımlamakla mümkün! Bir yandan bizim istediğimiz (kendi içimizde planladığımız) partner önemliyken; aynı oranda bizi de kimin isteyeceği konusuna kafa yormak gerekiyor. Belli nedenlerden dolayı bizimle uyumlu olamayacak birilerinin peşinden gitmek; üstelik bunu tekrar tekrar yapıyor olmak; her 1000 kez yazı-tura atışında 650 kez yazı gelmesini beklemekle eşdeğer! Daha önceki bir yazımda da belirttiğim gibi ne istediğini, dolayısıyla ne istemediğini biliyor olmak da büyük sayılar kanununa dâhil konulardan biri… Bu nedenle bazı kişiler bilgiye (buradaki bilgi büyük sayılar kanunu) itibar etmek yerine, buna direnç gösterip, istisnai durumların peşinden koşmaya kalkıyor. Küçük bir ihtimal de olsa belki tutma şansı var! Ama teorem gösteriyor ki; çok büyük bir ihtimalle tutmayacak. Daha önce binlerce kez deneyimlenmiş teorem gerçekleşecek ve siz yine hüsrana uğrayacaksınız. Yaptığım işteki başarı oranının yüksek olmasını buna bağlıyorum. Çünkü binlerce görüşmeden elde edilen veri, gün sonunda kimin kiminle mutlu olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu bize gösterebiliyor. Tabi ki iki kişi karşı karşıya geldiğinde uyumlu olsalar dahi, birtakım önceden hesaplanamayan yaşam gerçekleri nedeniyle olasılıkların boşa çıktığı olmuyor da değil! Konu insan olunca ve insan da her an dönüşen ve değişen bir varlık olduğu için önceden hiçbir şeyi net bir şekilde kestirebilmek mümkün değil. Ama yine de büyük sayılar kanunu her zaman çalışır ve bize büyük bir isabet oranıyla ihtimalleri gösterebilir.
Siz de hayatınızın bundan sonraki temel noktalarında, özellikle de ilişki olasılıklarınızı irdelerken, büyük sayılar kanununu göz önünde bulundurabilirsiniz. Yaptığınız seçimin yazı-tura atışında daha fazla yazı ya da tura gelmesini beklemek mi, yoksa olasılıklara açık olup, hayatı deneyimlemek mi olduğunu kendinize sormayı unutmayın! Teoreme (yani bilgiye) bağlı kalıp, konulara realist bir yaklaşım geliştirirseniz, hayatınızda daha az kötü sürpriz ve daha az hayal kırıklığı olacaktır.
Ruh Eşi Bulma konusunda bu ideale ulaşamadıkları için mutsuz olduklarının farkına varmaktan çok uzak bir noktada oluyorlar. Hepsini “ruh eşi” kavramı içinde toplarsak, aslında bu insanların idealize ettiği şekilde bir ruh eşi yok ya da varsa ben bugüne kadar hiç rastlamadım. Bu kişiler kafalarında bir yerlerde bir ruh eşim var ve ben henüz onunla tanışmadım diye düşünüyorlar. Daha da vahimi bir gün o ruh eşinin mutlaka karşılarına çıkacağına, anında birbirlerine aşık olacaklarına, evlenip çoluk çocuğa karışacaklarına ve hiçbir olumsuzluk olmaksızın sonsuza kadar mutlu yaşayacaklarına inanıyorlar.
Her şeyden önce bence “ruh eşi bulma” denen şey bir yerlerde hazır sizin onu bulmanızı bekleyen bir kişi değil. Ruh eşi yaşanmışlıkla alakalı! Yani ruh eşi denen kişi size çok benzeyen, sizin gibi düşünen, sizinle çok uyumlu, tam hayalinizde kurduğunuz gibi ve sizinle karşılaştığında bir puzzle parçası gibi size tam uyacak biri değil. Tam aksine bütün farklılıklarına rağmen ve zaman içindeki tüm çatışmaların sonucunda birbirine uyumlanabilmiş; ilişkinin bütün olumlu ve olumsuz yönlerini karşılıklı saygı ve sevgiye dönüştürebildiğiniz kişidir ruh eşi… Bu nedenle sanılanın aksine ruh eşi bir ya da sadece birkaç kişi değil, yeryüzünde yaşayan milyonlarca seçenekten herhangi biridir. Siz zamanla, kimle maksimumda uyumlanır, kimle akışta olmayı becerir, kimi “koşulsuz” sever ve kimle sonsuz saygı ve sevgi bağı kurarsanız ruh eşiniz o kişi olur.
Bir tek ruh eşiniz olduğuna inanmak ve bir gün onu bulacağınıza inanarak yaşamak bir yandan kendimizi mutsuz etmemize neden olurken, bir yandan da ilişki olasılıklarımızı son derece azaltan bir inanç. Çünkü belli bir kalıpta, çok net bir beklenti içinde olmak, son derece kolay uyumlanıp mutlu olabileceğimiz ilişki olasılıklarını hiç göremeden kaçırmamıza neden olabiliyor. İlla ruh eşi kavramına inanmak istiyorsak, tek bir tane değil, az çok uyumlanabileceğimiz birçok ruh eşi arasından birini kendimize eş olarak seçeceğimize inanmak; ilişki olasılıklarımızı arttırıp, çok daha akışta ve mutlu olmak mümkündür.
Son olarak bir kez daha altını çiziyorum: “Ruh eşi” varsa da tek bir kişi değil! O sizin emek ve zaman vererek var edeceğiniz, içinde koşulsuz sevgi, saygı, sonsuz güven olan ilişki yaşama ihtimaliniz olan milyonlarca kişiden herhangi biri.
Daha Fazlasıİlişki Danışmanlığı İstanbul
İlişki danışmanı deyince genelde akla ilk gelen var olan bir ilişkinin yolunda gitmemesi durumunda bir uzmandan yardım almak olabilir. Bu tanım doğru olmakla birlikte aslında daha en başından; yani henüz bir ilişkiniz yokken ilişkilerle ilgili kendi bakış açınız ve durduğunuz nokta hakkında danışmanlık almak ileride oluşabilecek ilişki kazaları için daha faydalı olabilir.
Bir ilişki danışmanı size partner olarak aşağı yukarı nasıl profillerin uygun olabileceğini gösterebilir. Ancak bundan daha da önemlisi ilişkiler çerçevesinde size sizi gösterecektir. Çünkü önyargılarımızın ötesinde, son derece iyi niyetle de olsa birçoğumuzun kafasında kendim ve ilişkide ben konularında birçok fikri var. Bu fikirler bazen gerçekle ölçüşmüyor; bazen de gerçek olsalar bile birtakım revizelerden ve dönüşümlerden geçmeleri gerekiyor.
Unutmamak gerekir ki ilişki denilen şey karşılıklı bir uyum süreci… Her iki tarafın da birbirine uyumlandığı, her iki tarafında o ilişkiyi var etmek için zaman ve emek harcadığı bir süreç. Birçok ilişki olasılığını gerçek ve uzun ömürlü bir ilişkiye dönüştürmekte zorlananlar genelde “-Ben böyle biriyim; beni seven ya da beni kabul eden böyle kabul etsin” diyen insanlar oluyorlar. Burada bir ilişki olasılığı için kendimizden ya da kişiliğimizin temel özelliklerinden vazgeçmekten söz etmiyorum. Olabildiğince kendimizden vermeden uyumlanabilmenin öneminden bahsediyorum.
Dünyanın en kozmopolit şehirlerinden birini merkez olarak kullanan bir Matchmaking şirketinin başında bulunuyorum. Özellikle bu hizmeti İstanbul gibi bir şehirde yapmak on binlerce saatlik bire bir görüşme tecrübeme çok katkıda bulundu. Çok farklı coğrafyalardan, çok farklı kültürlerden gelen insanların nasıl uyumlandıklarına; aynı şekilde birbirine daha yakın kültürlerden gelmiş kişilerin de nasıl uyumlanamadıklarına şahit oldum. “Ben böyleyim” ya da “beni seven böyle sevsin” yaklaşımında olan karakterler ne kadar benzer ortamdan da gelseler, ne kadar İstanbul içindeki yaşamları birbirine benziyor olsa da genelde bir ilişki adına uyumlanamıyor. Ancak ne kadar farklı olursa olsun birbirine şans veren, farklılıklarına kucak açan, anlamaya ve uyumlanmaya çalışanlar şaşmaz bir şekilde uzun ve huzurlu bir ilişkiye yelken açtılar.
Yaptığım işin en can alıcı noktalarından biri de tüm farklılıklara rağmen birbiriyle uyumlu olabilecek insanların tanışmalarına vesile olmak. İlişki mentorluğu bu açıdan İstanbul’da çok daha renkli ve çok daha sürprizlere gebe… Tıpkı İstanbul’un kendisi gibi…
Yunus Sezener
Daha FazlasıEvlilik ve İlişki Danışmanlığı Nedir?
Doğru partneri ya da başka bir deyişle doğru eşi bulmak hayatımızın en önemli kararlarından biridir. Hiç düşündünüz mü; günlük yaşam içinde birçok alanda danışmanlıklar, koçluklar, eğitimler alırken, hayatımızın en önemli kararı konusunda hiçbir uzman görüşüne başvurma gereği duymuyoruz. Üniversite tercihi yaparken uzman bir eğitmene, kariyer planı yaparken bir kariyer koçuna, hatta boşanma sürecindeyken bile bir avukata gidip nasıl bir yol izlememiz gerektiği konusunda fikir danışma ihtiyacı duyuyoruz. Ama iş mümkün olan en doğru partnerle, doğru bir gelecek kurmak olunca konu ya içine doğduğumuz aile ya da çevrenin beğeni ve onayına ya da kendi hayallerimizde idealize ettiğimiz ilişkiye kalıyor.
Kesin bir gerçek var ki hem kendi kafamızdaki ideal eş hem de ailemiz ve yakın çevremizin onaylayacağı bir ilişki çok önemli! Ama bu konu sizin için bir ayrıntı olmaktan çıkıp, var edeceğiniz ilişkinin ilk ve en önemli koşulu oluyorsa ilişki olasılıklarınızı çok zora sokacaksınız demektir. Aynı şekilde bu gerçekler sadece yakın çevrenizin gerçekleri ve yaşam algısıysa ve sizin gerçekleriniz ve yaşam algınızla uyuşmuyorsa yine ilişki olasılıklarınızı çok zora sokacaksınız demektir.
İşte tam da bu noktada evlilik ya da ilişki danışmanlığı çok büyük önem taşıyor. Eş seçimi her ne kadar direk olarak kendi duygularımız ve o kişiye karşı hislerimizle alakalı olsa da sadece bunlardan ibaret değil. Özellikle günümüzde kadın ve erkek olarak farklı yaşam algıları, ilişkiye bakış açısı ve ilişkiyi en başından sağlam temellere oturtarak başlama gereği bütün bu ilişki gerçeklerinin önüne geçebiliyor. Özellikle kaybetme korkusundan kaynaklanan, en baştan sınırları doğru çizememe konusu ya en baştan ilişkinin alma-verme dengesini bozuyor ya da kısa sürede tarafların birbirini suçlayarak ilişkiyi bitirmesine neden oluyor!
İlişkiler konusunda evlilik ve ilişki danışmanlığı almanın bir diğer en önemli noktası da “kendini doğru tanımlama” konusu… Bir çoğumuz partner konusunda ne istediğimizi biliyoruz. Hatta bazılarımız daha çok biliyoruz. Ama yine birçoğumuzun bilmediği şey dış dünyanın gözünden kendimizin nasıl algılandığı? Yani biz nasıl birini istediğimizi çok iyi biliyoruz da nasıl birilerinin bizi isteyeceğini hiç düşünmüyoruz. Bugünkü halimizle ve her şeyimizle kim bizi neden ister; biz bir ilişkide masaya neler getiriyoruz konularını ya hiç düşünmemiş oluyoruz ya da egomuz kendimizi yanlış algılamamıza neden oluyor.
İşte bir ilişki ya da evlilik danışmanlığının ışık tuttuğu en önemli noktalar bunlardır. Bir ilişki mentoru size asla kiminle olmanız gerektiğini söylemez. Ama dışarı çıkıp 360 derece hem kendinize hem de ilişki olasılıklarınıza göz atmanızı ve kendinizi ilişkiler konusunda yeniden organize etmenize olanak sağlar…
Daha FazlasıNe çok duyuyoruz bu cümleyi… “Ortalıkta düzgün erkek mi var sanki?” ya da “Ortalıkta düzgün kadın kaldı mı ki?”. Eskiler bir şeyi 40 kere söylersen olur demiş. Şimdiki kişisel gelişimciler ya da enerji terapistleri kelimelerin ya da düşüncelerin gücü diyor.
Daha FazlasıBirçoğumuzun, yani single olan birçoğumuzun kafasında yeni bir ilişkiyle ilgili belli beklentileri var. Uyumlu ilişki, ideal sevgili, ideal eş, güvenli ilişki, ruh eşi, aşkı bulma, ciddi ilişki, doğru eş, heyecan yaratacak bir partner… bunlardan sadece
Daha FazlasıBir ilişkiye başlamanın ilk adımı hepimizin bildiği gibi ilk tanışma sürecidir. İngilizcede “date” diye tanımlanan bu tanışma ritüeli birçoğumuz için hem çok heyecan verici hem de çok gerginlik veren
Daha FazlasıNe istediğimizi bilmek, ne istemediğimizi bilmekten geliyor. Ne istemediğimizi bilmek, deneyim-tecrübe ile geliyor. Deneyim-tecrübe, hareket edince geliyor. Hareket, güven ve teslimiyet ile geliyor.